Blog

Bilime Göre Cinler Var Mıdır?

Bilime göre cinler yoktur, hissedilen veya görülen, duyulan her şey bilim açısından illüzyon ya da halüsinasyon olarak adlandırılmaktadır. Ayrıca bunlar tekrar tekrar denenerek bilim açısından ispatlanabilir.

Bilimsel Açıdan Cinler

Bilimsel araştırmalara göre, ilk önce varsayımlardan uzak durmalı ve olayın ayrıntılı incelenebilmesi için pratik ve uygun yöntemleri ele almak gerekir. Eğer, elinizdeki uygun yöntemlerin tamamen yetersiz olacağı, eğer başka örneği ya da başka bir benzeri olmayan bir olaylar ve bir olay grubunu inceleyecekseniz, o zaman işiniz zor olacak demektir. cinler.html">Cinler ile ilgili olduğu birçok söylenen vakalar da halka söylenirken, sanki ortada hiç böylesine bir olağanüstü durum varmışçasına da, bilim insanları çaresiz kalıyormuşçasına bir mizansen ortamı yaratılmaktadır. Böylece, meydan birçok şarlatanlara duyulmakta ve onlar da halkı her zaman dolandırmanın keyfini yaşamaktadır.

Cin Çarpması Nedir?

Aslında, halk arasında bilinen "cin çarpması" adı verilen veya benzeri biçimde söylenen ruhsal ya da bedensel şikayetlerin hemen hemen hepsi alelade tıbbi vakalardır. Ayrıca bu şikayetlerin herhangi bir tanesini uzman hekim tarafından incelenmesi sonucunda hastalık ya da bozukluk olması kolaylıkla teşhis sebebi edilebilmekte, uygun olan tedavisi neyse o yapılmakta ayrıca hasta da sağlığına kavuşabilmektedir. Ayrıca Ortaçağ´da henüz tıp bilimi fazlasıyla gelişmemişken, hastalıkların büyük bir çoğunluğunun birtakım tabiatüstü varlıkların(cin) anlaşılamayan etkisinden kaynaklandığı inancı da yaygındı. Ama hurafelere sarıldıkça genellikle perişan olan insanlar, dayanamayıp sonunda işin aslını araştırmaktan daha mantıklı bir yol bulunmadığını kendileri gördü.

Ortaçağda Cinler

Ortaçağ´dan günümüz yılına kadar yazılmış olan, cinler ve ifritler ayrıca meleklerle ilgi olarak bahsedilen, tılsımlar, efsunlar, iksirler, dualar hatta anlaşılamaz yazılarla dolu birçok kitabın hepsi, aslında bu yana fantastik bilimin kötü birer karikatürü halinde gibidir. Çünkü, mantıklı ve prensip olarak bu gizli bilimin hiçbir zaman kitap ya da yazılı herhangi bir şey biçiminde ve başkalarına aktarılamayacağı, öğretilemeyeceği de söylenir mutlaka.